Yaşam Boyu Öğrenim.Com | .Net | .Org | Türkiye''nin En Büyük Eğitim & Kültür & Haber Portalı
Kategoriler
Son Yorumlar
Ençok Okunanlar
Son 3 ay içinde okunanlar!
İstatistikler
Üst Kategori3
Alt Kategori29
Toplam Kayıt1097
Toplam Yorum5
Toplam Gösterim9315602
"Türkiye özerk bölgelere ayrılmalı"
Okuma : 9422
Yazan : Sedat BEYAZ
Tarih : 15.10.2012 10:07:14
Kategori : Manşet
Önceki Sonraki
Öcalan'ın posterinin asıldığı salonda Demirtaş ve Kışanak konuştu.



Türk bayrağının asıldığı kongrede sinevizyon gösterisi sırasında salondakiler gözyaşlarını tutamadı.

Avrupa'dan yabancı konukların katıldığı kongreye davetli olan Barzani'nin katılmaması da dikkat çekti.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümüne hazır olduklarını, çözüm için cesur muhatap bulamadıklarını söyledi. Sorunu üç ana başlık altında sıralayan Demirtaş, "Ölen gerilla için de ağlayacağız, asker için de ağlayacağız. Bugün ağlamayanlar yarın barışta birlikte gülemezler." dedi.
BDP'nin 2. Olağanüstü Kongresi'nde konuşan Demirtaş, Kürt sorunu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Kürtlerin önde gelen isimlerini sayarak başlayan Demirtaş, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Irak Kürdistan Bölgesi Lideri Mesut Barzani'yi de andı, bu isimleri unutmayacaklarını söyledi. Demirtaş, en son olarak terörist başı Abdullah Öcalan'ı da unutmayacaklarını söyledi. Salondaki partililer, bu söz üzerine Demirtaş'ı coşkuyla alkışladı.
'Ya özgürlük ya özgürlük' diye seslenen Selahattin Demirtaş, "Suriye'de her kimliğin özgürlüğüne kavuşması için mücadelelerine destek vermenin boynumuzun borcu olduğunu farkındayız. Oradaki Kürtlere ulaştıkları bu sonuçtan dolayı hepsine teşekkür ediyorum. Bizim açımızdan Suriye orada ortak yaşayan bütün halkların ortak malıdır. Yoksa sorun derinleşir. Türkiye'nin Suriye politikası da oradaki istikrarsızlığa neden oluyor." diye konuştu. Parlamentoya getirilen Suriye tezkeresini hatırlatan Demirtaş, "Savaş tezkeresini getiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, görüşmelere Suriye'deki Kürt konseyi başkanını da çağırsa, görüşlerini alsa daha doğru bir politika olur." ifadelerini kullandı. "Kürt sorunu nasıl çözülür?" sorusunu yönelten Demirtaş, 'Kürt sorununu tek başına BDP çözsün' diyenleri sorundan haberdar olmamakla suçladı.
Partisinin her konuda söz sahibi olmasının mümkün olmayacağını savunan Demirtaş, eşitlik konusunda partisinin muhatap olduğunu ama savaş sorununu konuşmak için ise muhatabın Öcalan olduğunu ileri sürdü. "Barış için birbirimizi daha iyi dinlemeliyiz, empati yapmalıyız." ifadelerini kullanan Selahattin Demirtaş, şöyle konuştu: "Birbirimize hakaret ederek çözüm olmaz. Biz savaşın da silahın da kapsamın dışında tutulması gerektiğine inanıyoruz. BDP barışı bu kongre vesilesiyle yarından itibaren daha güçlü dile getirecektir." Türkiye coğrafyasının bir tek noktadan, bir tek siyasi tarafından yönetilemeyeceğini vurgulayan Demirtaş, Türkiye'nin 22 vilayet ile özerk bölgeler tarafından daha iyi yönetileceğini, bunun tek etnik unsura dayalı olmayacağını savundu. Hükümete atıfta bulunan Demirtaş, şunları söyledi:
"Cumhuriyet tarihinin en çok oy alan en güçlü hükümeti görevde. Yüzde 50 oy aldı ama yüzde 100'ü yönetiyor. Çıkarılacak anayasa ile özerk bölgelerde daha iyi yönetilebilir. Eğer bölge bizi göreve getirirse biz bölgenin ekonomisi için çalışacağız. Yolsuzluklarla mücadele edeceğiz.." Demirtaş, karşılarında cesurca projeleri tartışan bir muhatap bulamadıklarını dile getirdi. Konuşması sırasında sahneye yüzü poşulu bir gencin çıkması üzerine Demirtaş, "Buna gerek yok, salonda büyük bir posteri asılı." dedi.
 
SİNEVİZYONU İZLEYENLER GÖZ YAŞLARINI TUTAMADI
Kongre salonuna kurulan platformda dev ekranın iki yanına Türk bayrağı ve BDP bayrağı asıldı, platformun üzerinde “Direnerek özgürlüğe yürüyoruz” yazılı dev afiş yer aldı. Platformun karşısındaki duvarda ise PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu dev bir poster bulunuyor. Poster’de “Öcalan’a özgürlük” ifadesi dikkat çekiyor. Salon içindeki ekrandaki sinevizyon gösterisinde ise BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çeşitli mitinglerindeki konuşmalarından, BDP’li milletvekillerinin yer aldığı eylemlerden ve Uludere’den görüntüler kongreye katılanlara izletiliyor. Sinevizyon gösterisini izleyen birçok katılımcının göz yaşlarına hakim olamadığı görülüyor. Diğer taraftan salonun dışı da BDP bayraklarıyla donatılmış durumda. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nun dışına kurulan ekran sayesinde salon içindeki görüntüler ve konuşmalar salon dışındaki katılımcılara izletiliyor. Ayrıca, katılımın yoğun olduğu kongrede salona ve bahçesine sığmayan katılımcıların yol üzerindeki kaldırımlarda oturduğu, salon girişinde “2. Olağanüstü Büyük Kongre’ye hoş geldiniz” yazısının Zazaca ve Kürtçe de yazıldığı görülüyor. Salon dışına asılan “İlkelerimizdir” başlıklı pankartta ise “Demokratik ulus, ortak vatan, demokratik cumhuriyet, demokratik anayasa, demokratik çözüm, bireysel ve kolektif haklar, özgürlüklerin birlikteliği, ideolojik bağımsızlık ve özgürlük, tarihsellik ve şimdilik, ahlak ve vicdan, demokrasilerin öz savunması” ifadeleri yer alıyor. Salon içinde de “Askeri siyasi operasyonlara son”, “Demokratik özerklik statümüzdür reddedilemez”, “Barışın elçisi İmralı’da” pankart ve afişleri dikkat çekiyor.
 
TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışınak, ”Türkiye bir yol ayrımında; ya barışı, özgürlüğü seçecek ya da savaş yolunda rotasını kaybedecek” dedi.
Kışanak, BDP 2. Olağanüstü Kongresi’nde, hiç kimsenin gücünün Kürt halkının dinamizmini tutsak edemeyeceğini, otoriter rejimlerin ömrünü tamamladığını, zamanın demokratik değişimleri getirdiğini söyledi.
Kışanak, Suriye’deki özerk Kürt bölgesine destek çağrısında bulundu.
”Türkiye bir yol ayrımında; ya barışı, özgürlüğü seçecek ya da savaş yolunda rotasını kaybedecek” diyen Kışanak, 2013’te barış talebi olmayanların Türkiye’yi 2023’e taşıyamayacağını ileri sürdü.
Kürt halkının barış konusunda güçlü bir irade ortaya koyduğunu savunan Kışanak, yıllardır mücadele ederek, direnerek tarihe yön verdiklerini ve asimilasyon politikalarını yerle bir ettiklerini kaydetti.
”Son 3 yıldır binlerce Kürt’ü tutuklayarak cezaevine koydular” diyen Kışanak, demokratik siyasetin kapısına kilit vurulmak istendiğini iddia etti.
Kışanak, ana dil talebinden vazgeçmediklerini, sessiz kalmayacaklarını ve her yerde direnişe devam edeceklerini ifade etti.
Kürtlerin demokrasi mücadelesi için ağır bedeller ödediğini belirten Kışanak, ”faşizme, özel savaşa, Ergenekon’a, JİTEM’e boyun eğmediklerini” söyledi.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 13 yıldan beri tek kişilik bir hücrede tutulduğunu, 15 aydan beri katı bir tecrit yapıldığını ifade eden Kışanak, ”Sayın Öcalan Kürt sorununun en büyük realitesidir. Kürt halkı için önder, PKK için liderdir. Barış için bir şanstır” dedi.
PKK’nın Öcalan’ı lider olarak gördüğünü ve onun izleyeceği yolu açıkça takip edeceklerini açıkladığını söylediğini Kışanak, Öcalan’ın görüşlerinin demokratik cumhuriyet ve ”Özerk Kürdistan” projelerinin olduğunu belirtti.
Kışanak, vakit geçmeden daha fazla bedel ödenmeden bir an önce müzakere ve diyalog sürecinin başlatılmasını istedi.
Kürt halkını ulusal birliğini sağlamaya davet eden Kışanak, konuşmasında Alevi vatandaşlara da seslenerek, ”tekçi zihniyete karşı” birlikte mücadele çağrısında bulundu.

KÜRT SORUNU ÇÖZÜMÜ
Kürt sorununun çözümü için öneriler de getiren Demirtaş, temelde Kürt sorununun eşitli, adalet ve barış olmak üzere üç ana başlığa ayrılabileceğini belirtti. Eşitlik başlığının Kürt sorununun temel nedeni olduğunu, anadilde eğitim, kültürünü yayma gibi haklardan yoksun bırakılan Kürt halkının Türkiye’de eşit yurttaş olmadığını, Kürt halkının son 100 yıl içinde sürgünlere, göçlere, işkencelere ve katliamlara maruz kaldığını ileri süren Demirtaş, “Bütün bunların ortaya çıkardığı bir de adalet sorunu vardır. Bu da artık Kürt sorununun bir gerçeğidir. Maalesef eşitlik ve adalet sorunu konusunda ortaya çıkan Kürt isyanları ile bunların şiddetle bastırılması için yapılan askeri operasyonlar nedeniyle barış ihtiyacı ortaya çıkmıştır” dedi. Eşitlik konusunda anayasada ve yasalarda neler yapılabileceğinin BDP grubuyla konuşulabileceğini, BDP’nin bu konuda irade olduğunu, eşitlik konusunda iradenin ortaya çıkması durumunda adalet konusunda çözüme daha kolay ulaşılacağını kaydeden Demirtaş, “Bunun için hakikatler komisyonuna ihtiyaç vardır” dedi. “Bu iki ana başlıkta ortaya çıkmış savaş ve silah sorununu görüşmek istiyorsanız elbette ki bu konudaki muhataplarınız Sayın Öcalan’dır ve KCK yetkilileridir” diyen Demirtaş, böylesine kapsamlı bir çözüm sürecinde her muhatabın rolleri ve görevleri olduğunu, Öcalan’ın çözüm sürecinin en önemli aktörü konumunda bulunduğunu savundu.
 
İKİ FARKLI ÖZERKLİK MODELİ
Kürt sorununun çözümü için iki farklı özerklk modeli üzerinde duran Demirtaş, Türkiye’nin toprak ve nüfus olarak büyük bir ülke olduğunu, bu nedenle böyle bir ülkenin tek bir parlamento ve tek bir siyasi lider tarafından yönetilmesinin demokrasinin ruhuna aykırı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Bu kapsamda 15-20 bölgeden oluşmuş özerk bölge yönetimi öneriyoruz. Bizim önerdiğimiz yönetim etnik temelli değildir. Bölgenin sosyo-ekonomik kültürel yapısı göz önüne alınabilir. Bu parçalar, demokratik, şeffaf seçimle işbaşına gelecek parlamentolarla yönetilebilir. Oluşacak parçalar içinde birkaç parça Özerk Kürdistan olabilir. Bölge parlamentoları anadilde eğitim dahil olmak üzere sosyal, kültürel, ekonomik politikalarda yetki sahibi olabilirler. Ülkenin resmi dilinin yanında arzu eden bölge ikinci dil kullanabilir.”
Türkiye’nin hukuki ihtiyacının tek ve merkezi anayasaya bağlı olmak kaydıyla ve özerklik hukuku çerçevesinde karşılayabileceğini savunan Demirtaş, kendilerinin böyle bir durumda bir ya d birkaç bölgede iktidar olması durumunda o bölgede azami demokrasiyi kurumsallaştırmak için uğraşacaklarını anlattı. Bu modelin kabul görmemesi halinde ikinci önerilerinin sadece Kürdistan bölgesine özgü bir özerklik olduğunu, her halükarda Kürt halkının statü talebi ve anadil talebini vazgeçilmez gördüklerini ifade eden Demirtaş, “Bütün bunların kabul edilmediği seçenekler Kürt halkı tarafından kabul görmeyecektir. Biz karşımızda bu projeleri cesurca tartışacak muhatap bulamıyoruz” diye konuştu. Ortaya koydukları çözüm seçeneklerini uygun bulmayanlara çözüm için ortaya proje koyma çağrısında bulunan Demirtaş, “Ama ben bunları da tartışmam tek dilden tek milletten vazgeçmem derseniz siz ancak kendinizi kandırırsınız. Kürdistan coğrafyasının en kadim köklü halklarından birine tek dili tek milleti dayatmak büyük bir haksızlıktır” değerlendirmesinde bulundu.
 
“TEK DİL, TEK MİLLET FAŞİZMDİR”
Tek dil, tek millet politikasını güdenlere “Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı” cümlesini içeren Maide Suresi’ni hatırlatan Demirtaş, “Biz Müslümanız diyorsanız kuran bize bunu emrediyor ötesine bunu anlatmayın” dedi. Bu anlayışın faşizmden kaynaklandığını savunan Demirtaş, bir insanın hem Müslüman hem faşist olamayacağını kaydetti.
Yorumlar 0
Copyright
Sayaçlar | Bugün : 761 - 2291 - 3052 | Dün : 977 - 3021 - 3998 | Toplam : 1812006 - 15737226 - 17548469 | Üyeler : 0 - 620 | Online : 0 - 20

İstatistikler | Neler Yaptık | Hakkımızda | İletişim | SiteMaps | Rss
2o10-2o15 © Copyright Yaşam Boyu Öğrenim.Com | .Net | .Org. |
Türkiye'nin En Büyük Eğitim & Kültür & Haber Portalı
Hızlı Sohbet